top of page
Sayfa Basi

>

>

Trafik Kazası: Manevi Tazminat İstemi

 01 Eylül 2017

Manevi tazminat, bir kişinin kişilik değerlerinde iradesi dışında meydana gelen kayıpların giderilmesi amacı güder. Türk Borçlar Kanunu’nun 56. Maddesinde “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.

Trafik kazası dolayısıyla meydana gelen zararlardan duyulan üzüntünün ve elemin parasal bir değerle ölçülebilmesi mümkün değildir. Ancak trafik kazası da bir haksız fiildir. Bu haksız fiil sonrası oluşan ruhsal sıkıntılar ve acılar için tazminata hükmedilmesi bu acıların bir nebze de olsa hafifletilmesine yardımcı olabilir.

 

İlgili Kanun maddesinde de belirtildiği üzere, manevi tazminatın belirlenmesinde olayın özellikleri göz önünde tutulur. Hakimin bu olayın özelliklerini dikkate alarak adalete ve hakkaniyete uygun bir tazminata hükmetmesi gerekmektedir. Manevi tazminatın diğer tazminat türlerinden farklı olarak amacı zarara uğrayanın manevi huzura ulaşmasını sağlamaktır. Bu da manevi tazminata özgün bir nitelik katmaktadır.

 

Manevi tazminat takdir edilirken sosyal ve ekonomik durum, trafik kazası sonucu oluşan maluliyet durumu, trafik kazasındaki kusur oranları vb. gibi unsurlar dikkate alınmaktadır. Dikkate alınan bu hususlar çerçevesinde duyulan üzüntünün ve acının kısmen de olsa hafifletilmesi için bir tazminat belirlenir.

 

Trafik kazası oluşan manevi zarar sadece trafik kazası geçiren kişide meydana gelmez. Bu trafik kazası sonucunda kişinin yakınları da üzülür ve ızdırap  çeker. Yargıtay’ın içtihatları doğrultusunda bu kişiler çektikleri ızdırabların bir nebze de olsa hafifletilmesi için doğrudan doğruya kendileri de dava açabilmektedir.

 

Manevi tazminat, özgün bir nitelik taşıyan ve kendine has hesaplama kalemleri olan bir tazminat türüdür. Hak kaybı yaşanmaması veya tazminat isteminin reddedilmemesi için talepte bulunmadan önce kişinin yakınlık derecesi, meydana gelen olayın vehameti, olaydan sonraki süreç ve hasarlar, tarafların kusuru ve ekonomik durumları gibi unsurların dikkate alındığı titiz bir çalışma yapılmalıdır. Bu titiz çalışmayı da ancak hesaplama kriterlerini bilen, gerekli teknik bilgiye sahip bireyler gerçekleştirebilir.

İlginizi çekebilecek diğer yazılarımız;

bottom of page